24 Aralık 2009 Perşembe

Savaş Kaybettiren 5 Tarihi Hata

5. Sifonu çekmek denizaltını batırabilir



İlk denizaltının tasarımı bitirildikten 5 dakika sonra biri sorar “nasıl tuvalete gidiliyor bunda? Normal gemide olduğunuz gibi değil bu alet. Her tarafından basınçla kaplı. 14 Nisan 1945’te Alman denizaltısı U-1206 bunu acı bir şekilde öğrendi.

Kimin hatası?

Bu model botta yüksek basınçlı ve hareket halindeyken bile kullanılabilen yeni bir sifon çekme sistemi vardı. O kadar karmaşık bir sistemdi ki, başında denetçi olmadan kullanılamıyordu.

Ama kaptan Karl-Adolp Schlitt yine de denemeye karar verdi. Nasıl olsa bir tuvaletti, ne kadar karmaşık olabilirdi?

Biraz sonra Schlitt kendini denizaltının içine giren Atlantik suyunun içinde buldu. Geri pompalayamadığı için denizaltını su üstüne çıkarmaktan başka çaresi olmadığına karar verdi.

Bu olay savaşın ortasında oluyordu ve Alman denizaltısı casus görevi için İngiltere sahiline 10 mil ötedeydi. Neredeyse dakikasında İngiliz uçakları tarafından görüldü ve bombalandı. Schlitt kaçamayacağını anladığı zaman gemiyi terk etmeleri için emir verdi ve sağ kalan her asker yakalandı.

4. Yerliler kaleyi Lekros oyunu sırasında alır




İngilizler 1761’de Michilimackinac Kalesini kazanır. Aynı zamanda yerli kabile komşuları olur. Eğer Amerikan tarih kitaplarını okuyarak 5 dakika geçirmişseniz böyle bir komşuluğun ancak gözyaşlarıyla bitebileceğini biliyorsunuzdur. Fakat belli bir süreliğine bu ikili barış içinde yaşadılar.


Savaş duraksız devam ederken, Ojibwa kabilesi kalenin yakınlarında lekros oynayarak havayı yumuşatıyordu. İngilizler bu oyunu izlemeye bayılıyorlardı ve bazen kalenin surlarından güvenli bir uzaklıkta seyrediyorlardı.
Ojibwa ve İngilizlerin arasındaki rekabet azaldıkça İngilizler kalenin güvenliğini azaltmaya başladılar.




Kimin hatası?


Neticede olaysız bir şekilde yıllar geçti ve kaledeki bütün askerler oyun oynamak, barbarları aşağılamak ve oyunun skorları ile ilgili bahis oynamak için dışarı çıktılar. Kalenin komutanı Kaptan Etherington – niye kaleleri olduğunu unutmuş galiba – bile oyuna dahil olmuştur.

2 Haziran 1763’te bir oyun sırasında top kalenin sınırlarının içine girmiştir. En yakın iki Ojibwa kaleye kadar peşinden gitmiştir ve oyunun sonucunu merak eden askerler kapıları açmışlardır.

Sonra yavaş yavaş daha da fazla oyuncu içeri girmiş ve bütün askerler oyunun ne zaman devam edeceğini merak içinde beklemeye başlamış. İçeride Ojibwa’lar kapılar açıkken soktukları silahları kuşanmışlardır ve Kaptan Etherington dahil herkesi öldürmüşlerdir. İntikam yüzünden oyun ertelenmiştir.

Ojibwa kaleyi bütün bir sene boyunca elinde tuttu. İngilizlerin kalenin dışında futbol oynayarak geri almaya çalıştığını düşünüyoruz ama işe yaradığını sanmıyoruz.


3. Muazzam savaşı kaçıran general




Amerikan iç savaşında generallerin utanç verici olayları çoktur ama bazı hatalar “hatalı bilgi” veya “bütün ordum öldü” gibi sebeplerden dolayı es geçilebilir. Ancak “25 bin adamın savaştığı alanı bulamadım” kesinlikle es geçilemez.



Kimin hatası?

Shiloh savaşında, General Lew Wallace General Grant’tan emir almıştı: Eğer işler kötüye sararsa yedek bölük olarak katılacaktı. Böylece geride durdu, sigarasını yaktı ve rahatladı. Saat sabah 6’da Grant’ten haber geldi: Harekete geçin ve savaşa yardıma gelin. Böylece Wallace harekete geçti – yanlış yöne doğru ilerledi.

Bölüğünü yönlendirirken şüphesiz onları savaşa hazırlayan konuşmalar yapıyordu Wallace. Adamları Amerika için, özgürlük için savaşa hazırdı ama birkaç saat sonra ellerindeki kanın eksikliğini farkettiler ve hala Amerika’da olup olmadıklarından şüphelenmeye başladılar. Bölük kaybolduklarını anladı aynı zamanda zaman da kaybetmişlerdi.

Pusula veya harita sahibi olmayan Wallace ve adamları kendilerini bir anda Grant’la savaşan ve bunda çok iyi bir iş çıkaran düşmanlarının arkasında buldular. Wallace bilmeyerek bölüğünü bir anda yandan kuşatma pozisyonu aldırmıştı ve kendini de zaferin doruk noktasına koymuştu. Tek yapması gereken saldırı emri vermesiydi ve birkaç saat içinde General Grant ile çadırda içki içebilirlerdi. Kendi fikri olduğunu söyleyerek tarihe askeri bir deha olarak bile geçebilirdi.

Ama zeki değildi. Bunun yerine Wallace yanlışlıkla geldikleri bu avantajlı pozisyonun yanlış olduğuna karar verdi ve bütün karşı çıkmalara rağmen ilk olması gereken pozisyona gitmelerini emretti askerlerine. Bütün yolculuk 5 saat sürdü.


Adamları en son asıl yerlerine geldiler ama o zamana kadar savaş alanı yer değiştirmişti. Wallace adamlarını savaşa doğru ilerletti. En sonunda akşam 7 civarında General Grant’ın yanında yerini almıştır. Neredeyse 25.000 adam içeren 13 saat süren savaştı bu. Görülmemesi imkansız.

Wallace Grant’ı bulduğunda savaşın kaybedildiğini ve kızgın bir general bulduğunu farketti. Binlerce askerin hayatına malolan Wallace komutanlıktan çıkarıldı.


2. William Wallace karakteri olmadan Cesur Yürek neye benzer?




Breaveheart’tan yüzyıllar sonra, İngiliz ve İskoçlar birbirilerinden nefret ediyorlardı ve iki ülke arasında çıkan savaş herhangi bir nedenden dolayı olabilir. Bu örnekte İngiltere Kralı Henry VIII yeğeni İskoçya Kralı, James V. ile mutlu değildi çünkü James amcasıyla olan bir görüşmeye gelmemişti. Henry yağmalama, yıkım ve James’in topraklarını mahvetmesi için binlerce adam gönderdi – işte bu bir ailedir.
Neticede İskoçların sabrı taştı ve yaklaşık 18.000 bölükten oluşan muazzam bir askeri kuvvet gönderdi. Solway Moss savaşı İskoçlar için umut taşıyordu çünkü İngilizlerden sayıları fazlaydı – altıya birdi oranları.

Kimin hatası?


İskoçlar savaşa geldiğinde hazırlandılar ve generallerinden hevesli bir şekilde emir beklediler. Etrafa bakınıp birkaç dakika bekledikten sonra farkettilerki sorumlu kimse yoktu.

İskoç komutanı Robert Maxwell (gayriresmi bilgi) hastalanmış ve orduyu bırakmak zorunda kalmış. Ama bütün bunları küçük bir görevi yerine getirmeyerek yapmıştır: Kimseyi yerine bırakmamıştır.


İngilizler geldiğinde bazı İskoçlar kaçmış, bazıları savaşmış bazıları da öylece durup emir verilmesini beklemiş – İngilizlerin orada ve onları öldürmelerine rağmen.

En sonunda 3,000 İngiliz askeri hala etrafta olanları yakalamış ve 1,200 esir almışlardır. İşte bu yüzden Cesur Yürek 2 yapılmadı.


1. Amerika Boş Adaya Saldırdı, 100 Adamdan Fazlasını Kaybetti




Amerikalılar tarafından işgal edilmiş Kiska adasında Japonlar 500 denizciye geri alınca, Amerikalılar 35 bin adamla savaşmayı düşündü. Düşmandan 70 kat fazla asker getirmek “defolun” mesajını vermeye yeter.


17 Ağustos 1943’te Amerikan ordusu Kiska sahiline 95 gemi ve 168 uçakla geldi. Sahilleri uçaklarla bombaladılar, toplarla garnizonları yokettiler ve en son askerler gördükleri herşeye ateş ederek saldırdı.

Adayı aldılar ve 122 adam kaybettiler. Amerikalılar silahlarını yeniden doldurmaktan vazgeçip kendilerini övüp cesetleri saymaya başladılar. Ama bir anda hiç düşman cesedi bulamadıklarını farkettiler. Ya Japon askerleri yabani bir hayvan tarafından yokedilmişti ya da Amerikalılar işletilmişlerdi.



Kimin hatası?


Amerikan İstihbarat görevlileri bu ödülü kazanıyor. Uçağı gönderip fotoğraflarını çektikten sonra Kiska adası terkedilmişe benziyordu. Ve terkedilmişti – Japonlar adayı 2 hafta önce terketmişlerdi. Yine de adanın boş olup olmadığını kontrol ederek zaman harcamamak için askerleri yollama kararı alındı. Tebrikler baylar!

Eğlenceli bir hata olabilirdi – 122 asker ölmeseydi. Peki düşmansız bir savaşta nasıl bu kadar adam ölür? 24 kişi dost ateşinden, gemiyi patlatan mayından 51 kişi ve 47 kişi de ormanın içinde kayboldu.

askmen






















Kimin hatası?



İskoçlar savaşa geldiğinde hazırlandılar ve generallerinden hevesli bir şekilde emir beklediler. Etrafa bakınıp birkaç dakika bekledikten sonra farkettilerki sorumlu kimse yoktu.

















17 Aralık 2009 Perşembe

Şebnem Ferah Benim Adım Orman 2009 Online Dinle


01 - Merhaba.mp3
02 - Benim Adim Orman.mp3
03 - Yalniz.mp3
04 - Istiklal Caddesi Kadar.mp3
05 - Eski.mp3
06 - Mahalle.mp3

07 - Atese Yakin.mp3
08 - Serapmis.mp3
09 - Insanlik.mp3
10 - Bazi Asklar.mp3
11 - Uçurtma.mp3
12 - Eski - 2.mp3


 

Albüm Kodu: MPEG 1 Layer III
Albüm Modu: Joint Stereo
Samplerate: 44100 MHZ
Degeri: CBR
Albüm Süre: 00:58:03
Albüm Boyut: 53,41 MB
Albüm Sarki: 12
Format: mp3
Albüm Kalite: 128 KBits
Date: 16-12-2009





16 Aralık 2009 Çarşamba

15 Aralık 2009 Salı

Meteoroloji'den Şiddetli Yağış Uyarısı

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, şiddetli yağış ve fırtına uyarısında bulundu..
Antalya ve Muğla başta olmak üzere güney bölgelerde, bu gece ve yarın fırtınayla kuvvetli sağanak bekleniyor.


Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan meteorolojik uyarıya göre, Muğla başta olmak üzere Güney Ege (İzmir, Aydın, Muğla, Denizli), Antalya başta olmak üzere Akdeniz bölge genelinde gök gürültülü sağanak, Güneydoğu Anadolu'nun batısı (Gaziantep, Kilis, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır) ile Malatya, Elazığ ve Tunceli çevrelerinde ise sağanak görülecek.

Vatandaşların ve ilgililerin ani sel, su baskını, heyelan, yıldırım, çatı uçması, ağaç ve direklerin devrilmesiyle ulaşımdaki aksamalara karşı dikkatli olmaları gerekiyor.

Trafik Cezalarına Zam

Trafik cezalarına zam geldi... kırmızı ışıkta bir yıl içinde beş kez geçtiği tespit edilen sürücünün ehliyetine el konulacak....


Trafik suçlarına uygulanan para cezalarına, 1 Ocak'tan itibaren geçerli olmak üzere zam yapıldı. Trafik Yasası'nda da köklü değişiklikler içeren ve bazı kuruluşlara görüş almak üzere gönderilen taslakta, kırmızı ışıkta bir yıl içinde beş kez geçtiği saptananların sürücü belgesine bir yıl süreyle el konulması öngörüldü. Hürriyet Gazetesi'nden Saygı Öztürk'ün haberine göre bu kişilere ayrıca para cezası da uygulanacak.

1 Ocak'ta yürürlükte On-line tescile erteleme Trafik tescil işlemlerinin on-line yapılmasına olanak sağlayan ve daha önce 1 Ocak 2010'da yürürlüğe gireceği açıklanan uygulama ertelendi ve gerekli alt yapının ancak gelecek yıl ortalarına doğru hazır olabileceği bildirildi. İkinci el araç satışlarının noter aracılığıyla değil Trafik Tescil Şubesi'nde gerçekleştirilmesine ilişkin yasanın uygulanması iki yıldır erteleniyordu. Erteleme 31 Aralık tarihinde sona erecek. Uygulamanın yeniden ertelenip ertelenmeyeceği bu ay içinde kararlaştırılacak.


Bu hafta valiliklere gönderiliyor İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın onayından geçen ve bu hafta içinde valiliklere gönderilecek genelgede, halen uygulanan trafik cezaları ile 1 Ocak'tan itaberen geçerli olacak zamlı cezalar duyurulacak.


Bazı suçlara uygulanan cezalar şöyle: Kırmızı ışıkta geçmek: 130 lira Hız sınırını yüzde 30 oranında aşmak: 270 lira Alkollü araç kullanırken ilk kez yakalanmak: 548 lira İkinci kez alkollü araç kullanırken yakalanmak: 687 lira Fazla yolcu almak: 63 lira Park yasağına uymamak: 62 lira Emniyet kemeri takmamak: 62 lira Araç kullanırken telefonla konuşmak: 62 lira Hatalı sollama: 128 lira

Bu USB'ler Unutulmayacak

Artık evinizin anahtarı dışında, bilgilerinizin de anahtarına cebinizde yer açın.

USB bellekler artık hemen her şekil ve renkte üretiliyor ama bunların hiç biri onları bir yerlerde unutmamıza engel olmuyor. Ayrıca pek çoğu potansiyel olarak dışarıya sizin tüm bilgilerinizin içinde muhafaza eden cihaz olduğunu belli ediyor. Muhtemelen bu fikirle yola çıkan LaCie firması anahtar şeklinde ürettiği taşınabilir belleği anahtarlığınıza takmanıza ve de dışarıdan bakıldığında bunun "ne" olduğunun anlaşılmasına engel olmaya yardımcı olmaya çalışmış.

Gerçek metalden yapıldığı halde çok hafif olan bellekler 16GB'a kadar çeşitli hafıza seçeneklerinde satılıyor. Gold SIP teknolojisiyle üretildiği için çok hızlı çalışan cihaz saniyede 30 MB transfer ve saniyede 10MB yazma performansına sahip. Normal bir anahtardan hiç de farklı görünmeyen USB, suya dayanıklı ve çizilemez olması, darbeye dayanıklılığı ile dikkat çekiyor.

AÇIK ADRES - Sertab Erener - video klip






Damacana Sularındaki Tehlike

Damacana sularının sağlığa olumsuz etkileri kanıtlandı.

Fransız araştırmacılar tarafından fareler üzerinde yapılan ve sonuçları Amerikan Bilimler Akademisinin (PNAS) dergisinde yayımlanan araştırma, bazı biberonlar, su damacanaları, sert plastik bardaklar, yeniden kullanılabilir besin kapları, gıda ambalajları gibi günlük hayatta sıklıkla kullanılan malzemelerde yer alan Bisfenol A'nın bağırsak üzerinde olumsuz etki yarattığını ortaya koydu.


BPA ile ilgili bugüne kadar yapılan araştırmaların çoğu, bu maddenin üreme ve beyin gelişimine etkisini kapsarken, Fransa'nın Toulouse kentinde bulunan Ulusal Gıda Araştırmaları Enstitüsü (IRNA) araştırmacıları, BPA'nın ilk temas ettiği organ olan bağırsak üzerine yoğunlaştı ve maddenin olumsuz etkisini bilimsel olarak kanıtladı.

Araştırmada, farelerde ve insana ait bağırsak hücrelerinde Bisfenol A'nın, vücut için gerekli mineral tuzlar ve suyun dolaşımına olanak sağlayan bir yol olan bağırsak epitelyumunun geçirgenliğini azalttığı ortaya çıktı.

Bu arada ABD'de 6 büyük biberon üreticisinin araştırmanın sonuçlarının yayımlanmasından sonra BPA içeren ürünlerinin satışını durdurduğu belirtildi.

IBAN Numarası Olmayanlar Dikkat!

IBAN numarası olmayanlar dikkat, 1 Ocak 2010'dan itibaren IBAN numarası istenecek...
Merkez Bankası'nın Uluslararası Banka Hesap Numarası hakkındaki Tebliği gereğince 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren para transferlerinde, transferlerin hızlı, hatasız gerçekleştirilmesi amacıyla belli bir standarda göre oluşturulan ve uluslararası banka hesap numarası anlamına gelen IBAN istenecek.

AA muhabirinin, Türkiye Bankalar Birliği'nin IBAN hakkındaki bilgilendirme notundan derlediği bilgiye göre, Avrupa Bankacılık Standartları Komitesi (ECBS) tarafından geliştirilmiş, uluslararası bir banka hesap numarası standardı olan IBAN, kısa zamanda önce Avrupa, sonra diğer ülkeler tarafından benimsendi.

Para transferine konu olabilecek hesaplar için üretilen ve en fazla 34 alfanumaretik karakterden oluşan IBAN'ın ilk iki hanesi ülke kodu, izleyen iki haneyi kontrol karakteri ve sonraki haneler ise her ülkenin kendi kararlaştıracağı standart müşteri hesap numarasından oluşuyor.

-IBAN'IN AVANTAJI

Derlenen bilgide, IBAN'ın en önemli avantajı, içerdiği kodlar ve kontrol rakamları sayesinde başka, hatta yabancı bir bankaya bile ait olsa, formatının geçerliliğinin sorgulanabilmesi amaçlanıyor.

Banka müşterilerinin, para gönderecekleri kişinin kendisine verdiği IBAN'ın geçerli bir formata sahip olup olmadığının öğrenebildiği sistemde, yapılacak olası yanlışlıklarında önüne geçilebiliyor.

-TÜRKİYE'DE IBAN

Türkiye'de IBAN'la ilgili çalışmaların 2003 yılında Türkiye Bankalar Birliği bünyesinde kurulan çalışma grubu aracılığıyla başlanıldığı belirtilen bilgide şöyle deniliyor:

''Türkiye Bankalar Birliği bünyesinde kurulan çalışma grubu aracılığıyla 2003 yılında başlanılan çalışmaların sonucunda Türkiye IBAN standardı belirlenmiş ve 1 Eylül 2005 tarihinden itibaren bankacılık işlemlerinde kullanılması kararlaştırılmıştır. Söz konusu tarihten bu yana bankalarımızda para transferine konu olabilecek hesaplar için IBAN üretilmekte ve IBAN kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.

Türkiye IBAN'ı 26 haneden oluşmaktadır. İlk 2 hane ülkemizin uluslararası kodu olan TR'dir. İzleyen 2 hane kontrol basamaklarını oluşturmakta ve IBAN'ın doğrulanmasında kullanılmaktadır. Sonraki 5 hane banka kodunu ifade etmektedir. Rezerv olarak ayrılan alan tek basamaklı olup, değiştirilene kadar sıfır olarak kabul edilmiştir. Son 16 hane ise banka hesap numarasını belirtmektedir.

Hesap numarası alanının oluşturulmasında bankalarımız arasında ortak bir standart yoktur. Bazı bankalar alfabetik karakterler de kullanırken, bazı bankalarımız sadece sayısal karakterler kullanmaktadır. Bazı bankalar sadece hesap numarasını yazarken, bazıları hesap numarasının başına şube kodunu getirmektedir. Bazı bankalar ise hesap numarası yerine müşteri numarasını yazmayı tercih etmektedir. Bazı bankalar hesabın döviz cinsini hesap numarasının içinde ifade ederken, bazıları bunu ayrıca belirtmektedirler.''

IBAN'ın tanıtımı ve tekdüze olarak kullanımının sağlanması, kısa vadede zaman, emek ve maddi anlamda maliyet yaratacak olmasına rağmen uzun vadede sağlanacak güvenlik, operasyonel kolaylıklar ve otomasyonun yanında, uluslararası standartların uygulanmasında ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum açısından önemli bir avantaj ve prestij sağlamakta olduğu kaydediliyor.

-BANKA MÜŞTERİLERİ NE YAPACAK

Bilgi notunda, para transferi yapacak müşterilerin hesabının bulunduğu bankaya başvurması gerektiği hatırlatılırken, ''Müşteri, IBAN'ını öğrenmek için hesabının bulunduğu bankaya başvurmalı ve IBAN'ı almalıdır. IBAN'ını alan müşteri, kendisine yapılacak para transferinde kullanılmak üzere IBAN'ını göndericiye bildirmelidir.

Para transferi yapacak olan müşteriler ise transferlerinin gerçekleştirirken alıcının mevcut hesap numarası yerine IBAN;ının yazmalı, bankalarına verecekleri transfer talimatlarında, alıcının IBAN'ının belirtmelidir. Müşteriler, alıcının IBAN'ının bilinmediği durumlarda, bankalarına işlem bazında yazılı beyan vermek suretiyle transferi gerçekleştirebilir'' deniliyor.

Çay Gibisi Yok

Tiryakiler; çay ve kahve içmenin bir yararı daha ortaya çıktı.
Avustralya'nın Sidney Üniversitesinden Rachel Huxley ve diğer ülkelerden bilimcilerin katıldığı araştırmanın sonuçları, "Archives of Internal Medicine" adlı tıp dergisinde yayımlandı.


Makaleye göre kafeinsiz kahve içmek de aynı etkiyi gösteriyor. Bunun nedeni, kafeinin bu yönde bir etkisi olmaması, etkinin çay ve kahvede bulunan magnezyum, lignan, klorogenik asitler gibi diğer kimyasallardan kaynaklanması.

Ancak çay ve kahvenin neden diyabet riskini azalttığına ilişkin kesin bir veri henüz elde edilemedi. Araştırma sonuçlarına göre her gün içilen fazladan birer fincan kahve veya çay, ileride bu hastalığa yakalanma riskini yüzde 7 oranında azaltıyor. Bu da, günde 4 fincan çay veya kahve içen birinin ileride bu hastalığa yakalanma riskinin yaklaşık yüzde 25 oranında azalması demek.

Araştırma çerçevesinde 18 ayrı çalışmada yaklaşık 450.000 kişi incelendi. Çalışmada bu eğilim belirlendi ancak nedeni aydınlatılamadı. Tip-2 diyabete genellikle hareketsiz yaşam biçimi ve aşırı yemek yol açıyor.

GDO Sanal Ortamda

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, GDO savunması için bastırdığı broşürleri sanal ortama taşıdı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, çok eleştiri aldığı genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ile ilgili düzenlemesini savunmak için bastırdığı broşürü sanal ortama taşıdı. 'Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) Gerçeği' broşürü, e-posta kutularına düşmeye başladı.


Bakan Eker, yönetmeliğinin iptaliyle etkin bir denetimin önünün kapandığına işaret ederek, "Bakanlığımız, halkımızın 'yediğinin içinde ne olduğunu bilme hakkı'nın sonuna kadar takipçisi olacak, daha da arttıracağı denetimlerle boşluktan medet uman çevrelerin hevesini boşa çıkaracaktır." ifadelerini kullanıyor.

Broşürde fotoğrafı bulunan Bakan Eker, önce GDO ile ilgili tartışma sürecini özetliyor. Ardından GDO'nun tanımını yapıyor ve Türkiye'de GDO'lu üretim bulunmadığına dikkat çekiyor. Dünyada soya, mısır, kanola ve pamukta GDO bulunduğunu ifade ederek, hibrit tohum ile GDO arasındaki farkı anlatıyor: "Hibrit, kendi türleri arasında doğal yoldan yapılan melezleme ile elde edilen tohumları ifade eder. Dolayısı ile hibrit tohumlarının GDO ile bir ilgisi yoktur."

'HORMONLU HABERLER' YANLIŞ ANLATTI

Dünyada GDO'lu üretim yapan 24 ülke de broşürde sıralanıyor. ABD'nin soya, pamuk, kanola, şeker pancarı, sakız kabağı, papaya, yonca ve mısırda genetiği değiştirilmiş organizma kullandığı ifade ediliyor. Bakan Eker'in ağzından, "Elektronik postanıza ulaşan bu broşürde, 'GDO Yönetmeliği' çerçevesinde başta 'hormonlu haberler' olmak üzere sizlere yansıtılan bir dizi yanlışın doğrularını anlatmayı amaçladık." cümlesi dikkat çekiyor. 174 Alo Gıda hattının numarası da verilerek vatandaşın güvenilir gıdaya hangi yollardan ulaşacağı da dile getiriliyor.

2010 Vergi Zamları

Yeni yılda uygulanacak vergi, harç ve ceza oranları belirlendi, bu zamlarla beraber verilen cezalara da dikkat!
Yeni yılda vergi ve harçların yüzde 2.2 oranında artırılması öngörülüyor. Bu yılın başında yeniden değerleme oranı çerçevesinde yüzde 12 oranında zamlanan motorlu taşıtlar vergisi (MTV), damga vergisi, çevre temizlik vergisi, harçlar, trafik ve vergi cezaları, 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren yüzde 2,2 oranında artacak. Bu durumda 1-3 yaş grubunda yeralan ve motor silindir hacmi 1300 cm3'e kadar olan otomobillerin halen 393 lira olan motorlu taşıtlar vergisi, yılbaşında 401,6 liraya çıkacak.


Motor silindir hacmi 1301 cm3 ile 1600 cm3 arasındaki otomobillerin vergisi de 628 liradan 641,8 liraya yükselecek. Motor silindir hacmi 4001 cm3 ve üstünde otomobili bulunanlar ise yeni yılda 14 bin 220 lira yerine 14 bin 532,8 lira vergi verecek. Böylece 1-3 yaş grubunda otomobili olanlar yeni yılda 8,6 lira ile 312,8 lira arasında daha fazla motorlu taşıt vergisi ödeyecek. 1-6 yaş grubunda ve koltuk sayısı en az 46 olan otobüslerin 1.893 lira olan yıllık vergisi 1 Ocak'ta 1.934,6 liraya çıkarken, 10 bin 1 ile 20 bin kg arasında ağırlığa sahip kamyon sahiplerinden de yeni yılda 1.703 lira yerine 1.740,5 lira MTV alınacak.

VERGİ VE TRAFİK CEZALARI

Vergi cezaları ile trafik para cezaları da yeniden değerleme oranı çerçevesinde yılbaşında artacak. Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu vermeme ve almamanın cezası 3,5 lira artışla 163,5 liraya çıkacak. En az ceza haddi de, damga vergisinde 7,8 lira, diğer vergilerde ise 16,35 lira olarak uygulanacak. Trafik para cezalarının da aynı oranda artmasıyla birlikte en düşük trafik para cezası 62,3 liraya, en yüksek ceza da 14 bin 522,6 liraya yükselecek. Kırmızı ışıkta geçenler ile hız limitini yüzde 30'a kadar aşanlar yeni yılda 128 lira yerine 130,8 lira, hız limitini yüzde 30'un üzerinde aşanlar ise 265 lira yerine 270,8 lira trafik cezası ödeyecek.

DİĞER VERGİ VE HARÇLARDA DURUM

Damga vergisindeki maktu tutarların yeniden değerleme oranı kadar arttırılması durumunda da yıllık gelir vergisi beyannamelerindeki damga vergisi 25,95 lira olacak. Bu miktar, makbuz senetlerinde 5,5 lira, bilançolarda da 20 lira şeklinde uygulanacak. Harçların da aynı oranda zam görmesiyle birlikte 1 yıllık pasaport harcı yeni yılda 163,8 liradan 167,4 liraya çıkacak. Silah taşıma vesikası bulunanlar her yıl için 403,6 lira harç ödeyecek, silah bulundurma vesika harcı da 631,7 liradan 645,6 liraya yükselecek.
.

Rakiplerimiz Belli Oldu

Türkiye'de 28 Ağustos- 12 Eylül 2010 tarihleri arasında düzenlenecek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nın kura çekimi yapıldı. İşte rakiplerimiz...
Çırağan Palace Kempinski Oteli'nde 24 takımın katılacağı kura çekimi töreni başladı. "Anadolu Ateşi" adlı dans grubunun gösterisinin ardından FIBA Başkanı Bob Elphinston ve Basketbol Federasyonu Turgay Demirel'in konuşma yaptı.

Konuşmaların bitimiyle ünlü balet Tan Sağtürk'ün gösterisine geçilirken, 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nın maskotu tanıtıldı.


İŞTE GRUPLAR:

A GRUBU
Arjantin
Sırbistan
Avustralya
Almanya
Angola
Ürdün

B GRUBU
ABD
Slovenya
Brezilya
Hırvatistan
İran
Tunus

C GRUBU
Yunanistan
Türkiye
Porto Riko
Rusya
Çin
Fildişi Sahili

D GRUBU
İspanya
Fransa
Kanada
Litvanya
Yeni Zelanda
Lübnan


DÜNYA ŞAMPİYONASI'NIN YAYINCISI NTV VE NTV SPOR
Türkiye'nin ev sahibi olarak katıldığı şampiyonada grup maçları 28 Ağustos-5 Eylül tarihleri arasında İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri'de oynanacak.

12 Eylül'e kadar devam edecek Dünya basketbolunun bu en önemli turnuvasının resmi yayıncısı ise NTV ve NTV Spor... Şampiyonayı NTV ve NTV Spor canlı yayınlarla ekrana getirecek.

Şikayet Kutusu Çöp Dolu!

İnsan Hakları Şikayet kutusunda şikayet dışında her şey çıkıyor....

Sakarya'da şehrin en işlek cadde ve sokakların başlarına yerleştirilen İnsan Hakları Şikâyet Kutusu'ndan, insan hakları ihlalinden çok sigara izmaritinden kürdana, gazete parçalarından imzasız küfürlü yazılara kadar her şey çıkıyor.

Sakarya Valiliği İnsan Hakları Kurulu'ndan edinilen bilgiye göre, İnsan Hakları Şikâyet Kutusu'na insan hakları ihlallerinden çok çöp kutusu olarak kullanılıyor. Dikkat çekmesi ve kolayca fark edilmesi için tarihi Osmanlı evleri şeklinde tasarlanan ve şehrin 7 noktasına yerleştirilen kutular her ay düzenli olarak açılıyor. Kutulardan çıkan toplam 10 yakın şikâyetten sadece 1-2 tanesi insan haklarıyla ilgili şikâyetlerden oluşuyor.

İnsan hakları ihlalleri konusunda mağdur vatandaşların şikâyetlerini ilgili kurumlara kolayca ulaştırabilmeleri için konulan İnsan Hakları Şikâyet Kutusu'ndan daha çok şahıslara ve kurumlara yönelik imzasız küfürlü mektuplar, sigara izmariti, gazete parçaları, kürdan, sakız atıkları gibi küçük çöp parçaları çıkıyor. Kurul ad, soyad, adres ve telefonu bulunmayan şikâyetleri genelde dikkate almıyor. Kutudan çıkan iş istekleri ise İş-Kur'a yönlendiriliyor.

14 Aralık 2009 Pazartesi

13 Aralık 2009 Pazar

Muhtar çıldırdı:)

Lock, Stock And Two Smoking Barrels 1998 İngiltere / Türkçe Altyazılı


Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana / Lock, Stock And Two Smoking Barrels 1998 İngiltere / Türkçe Altyazılı-

Sinemalar.com Puanı: 7.4/10
IMDB Puanı: 8.1/10
Tür: Gerilim, Komedi, Suç
Yönetmen: Guy Ritchie
Senaryo: Guy Ritchie
Yapımcı: Matthew Vaughn
Görüntü Yönetmeni: Tim Maurice-Jones
Müzik: John Murphy, David A. Hughes
Süre: 1 saat 45 dk
Oyuncular: Jason Statham, Vinnie Jones, Sting, Jason Flemyng, Dexter Fletcher

Eddy ve arkadaşları ellerindeki 100 bin paund gibi büyük bir parayı nereye harcayacaklarını şaşırmıştır. Sonunda kumar oynamaya karar verirler ve içlerinden en usta isim olan Eddy’i oyuna gönderirler. Ancak herşey düşündükleri gibi gitmez; masa hilelidir ve önceden sonucun ne olacağı ayarlanmıştır. Ellerindeki parayı kaybetmek bir yana Hatchet Harry isimli kumarhane kralına yarım milyon borçlanırlar. Bir hafta içinde para ödenmezse Edyy’nin parmakları kesilecektir. Şimdi bu parayı bulabilmek için olur olmadık işlere girişecek ve komedi dolu bir takım maceraların içine dalacaklardır. Eski bir piyade tüfeğini bile yok pahasına satmak istemektedirler. Ancak bu tüfeğin antika değerinin farkında değillerdir..
Herşeyiyle müthiş bir yapım olan bu film, verilen puanları ve ödülleri gerçekten hakediyor. Başlarda ağır bir gidişatı var ancak ilerledikçe filmin içinde kaybolacak ve sonunun nasıl geldiğini farketmeyeceksiniz. Oyuncular, replikler, aksiyon dolu sahneler, efektler.. her açıdan başarılı bir film diyebiliriz.

12 Aralık 2009 Cumartesi

11 Aralık 2009 Cuma

Grip Aşısı Milyonları Öldürecek!!



Finlandiya eski Sağlık Bakanı Dr. Rauni Kilde’den domuz gribi hakkında çor cesur açıklama.
Domuz gribi aşısının bir aldatmaca olduğunu itiraf eden Dr. Kilde, “Bu aşı ile mümkün olduğunca dünya nüfusunun çoğu öldürülmek isteniyor” dedi. Bu düşüncenin eski ABD Başkanlarından Henry Kissinger’e ait olduğunu söyleyen Dr. Kilde, 14-15 Mayıs 2009 tarihinde yapılan Bilderberg toplantısında bu kararın alındığını belirtti.Dr. Kilde, bir televizyona yaptığı açıklamasında, “ABD, hiçbir maddi kayıp yaşamadan hatta milyarlarca dolar kazanarak dünya nüfusunu üçte iki oranında azaltmayı hedeflemektedir” diye konuştu.Dünya Sağlık Örgütü’ne domuz gribinin ölümcül bir salgın olduğu yönünde beyanda bulunması için baskı yaptıklarını belirten Rauni Kilde, “Böylece aşıyı tercihli değil zorunlu yapmak istiyorlardı. Özellikle hamile kadınların ve çocukların ilk önce aşı ile zorunlu tutulması gelecek nesilleri hedeflediğini göstermektedir” açıklamasında bulundu.Finlandiya hükümetinin sınıflandırmayı kabul etmediğini ve hastalığın derecesini normal hastalık olarak gösterdiğini ifade eden Kilde sözlerini şöyle sürdürdü; “Hiç kimse aşının bir yıl, beş yıl ya da 20 yıl sonra ne gibi etkilerinin olacağını bilmiyor: Mutlak kısırlık mı? Kanser mi? Ya da ölümcül herhangi bir hastalık mı?” Dr. Rauni Kilde, “Amerikan yönetimi ileride bundan dolayı doğacak herhangi bir sıkıntıdan dolayı ilaç şirketlerine bir sorumluluk yüklenmemesi için şimdiden önlemini aldı ve onları tüm sorumluluklardan muaf tuttu. Bu bile işin ciddiyetini göstermeye yeter” dedi.
http://www.tubewatcher.tv/8321

İddia: Apple Tablet'in üretimine Şubat ayında başlanacak

Yine, yeni, yeniden Apple Tablet dedikodusu ancak bu seferki biraz daha farklı. Oppenheimer & Co'ın analistlerinden Yair Reiner tarafından ortaya atılan bu iddia diğerlerinden farklı olarak çıkış tarihi üzerine ve Tablet'in Apple'a kazandıracaklarına odaklanmış.


Reiner'ın yaptığı araştırmalara dayandırdığı öngörüsüne göre Apple'ın merakla beklenen 10.1 inçlik Tablet cihazının üretimine Şubat ayında başlanacak ve Nisan-Mayıs ayı içersinde kullanıcılara sunulacak (Nisan ayının Apple'ın kuruluş ayı ve 2 senedir iPhone OS'in bir sonraki versiyonunun geliştirici kitinin dağıtımına başlandığı ay olduğunu belirtelim). Satışa sunulmasının ardından tablet her bir çeyrekte yaklaşık 1000 dolarlık satış fiyatıyla 1-1,5 milyon adet sayılacak ve firmanın hisse başına gelirlerine $0.22-$0.38'lık katkı yapacak.
Digitimes da yakın zamanda OLED ekranlı Apple Tablet'in çıkış tarihinin mali sebeplerden dolayı 2010 yılının ikinci yarısına sarktığını belirtti

Yönetmene göre tam 4 kez izlenecek bir film AVATAR


"Avatar" filmi daha şimdiden rekor kıracağa benziyor….500 milyon dolarlık bütçesi ile bugüne kadar çekilen en pahalı film olan, yapımı 14 yıl süren ve çekilmesi için başta görsel efekt olmak üzere birçok dalda onlarca icat yapılan Avatar, tüm dünya ile birlikte 18 Aralık’ta Türkiye’de de vizyona girecek..


Dünya Titanik, Terminatör, Alien gibi büyük filmlerin ünlü yönetmeni James Cameron’un son filmi “Avatar”ı bekliyor. 500 milyon dolarlık bütçesiyle dünyanın en pahalı filmi olan Avatar, üç boyutlu olması ve kullanılan görsel efektler nedeniyle, “sesli ve renkli filmlerin” sinema endüstrisinde yaptığından daha büyük bir devrim yapacak .

Avatar Filmi hakkında kısa bilgiler……

* Yapımcı Fox’a göre filmin maliyeti, 387 milyon dolar. 237 milyon doları, yapım, 150 milyon doları ise tanıtım. Ancak endüstri uzmanlarına göre maliyet, yönetmen Cameron’un tekrar çekimleriyle 500 milyon dolara çıktı.

* Cameron’a göre, insanlar filmi 4 kez izleyecek. Önce meraktan, sonra gördüğünü düşündükleri şeylerin gerçekten görüp görmediklerini anlamak için, üçüncü kez eğlenmek için, dördüncü kez ise son kez görmek için.

* Amerikan film endüstrisinde şimdi konuşulan tek şey, filmin kâr edip etmeyeceği. Yorumcular Titanic’i yerin dibine vurmuştu. Ancak 200 milyon dolarlık film, 1.1 milyar dolar ile hasılat rekoru kırdı ve 11 Oscar kazandı.

* Oyuncak firması Mattel, Avatar’ın oyuncakları için on milyonlarca dolarlık antlaşma imzaladı. Coca-Cola, tüm dünyada 140 milyon kutu kolayı Avatar şeklinde boyadı.


10 Aralık 2009 Perşembe

Fatih Altaylı - TÜRKİYE'den Mektuplar

10.12.2009 07:59
Bugün bu köşeyi, bu ülkenin çilesini çeken, derdini yüklenen insanlarına bırakıyorum.
Onların mektuplarına. Okuyan herkes ders alsın, ibret alsın diye.

Bu mektup bir Kürt yurttaşımızdan

MERHABA Sayın Altaylı,
Ben Doğu Anadolu'dan, Bingöl'den yazıyorum size.
41 yaşındayım ve kamuda çalışıyorum.
Zaza'yım ama bizim coğrafyamızda Zaza-Kürt ayrımı bilinmediği için Kürt vatandaşıyım.
Ben de her Kürt gibi uzun zaman gayet iyi bir Kürt milliyetçisiydim.
Doğal olarak zamanla evlendik, çoluk çocuk sahibi olduk, devlet kurumlarında göreve başladık, olgunlaştık. Hayata bakış açımız da bizimle birlikte olgunlaştı.
Bölgemizde 90'lı yıllarda çok zor günler geçirdik. Öyle ki, görevimiz nedeniyle sabah evden çıkarken akşam nasıl döneceğimiz meçhuldü. Herkeste bir karamsarlık, bugün nasıl bir haber gelir, nasıl bir felaket yaşanır, ne olaylar olur endişesi vardı.
Her gün yol kesmeler, araç yakmalar, insanları katletmeler ve bütün bunlardan memnun olan insanlar...
Ve bütün bunları yapanlar, Kürt halkının haklarını savunanlardı sözde. Oysa ben bir Kürt olarak kimseye "Silahını al, dağa çık, beni savun" dememiş, kimseye bir vekâlet vermemiştim. Ben bir Kürt vatandaşı olarak devletin kurumunda çalışıyorum, maaş alıyorum. Devletten aldığım maaşla ailemi geçindiriyorum, çocuklarımı büyütüyorum, iyi bir gelecek sunmaya çalışıyorum.
Bana bugüne kadar "Sen Kürt vatandaşısın, hastaneye gelme, bankaya gelme, belediyeye gelme, çocuklarını bizim okulumuza gönderme" diyen olmadı. Ya da Kürt olduğum için hiç horlanmadım. Bu benimle de sınırlı bir durum değil, genel bir durum.
Ama anlamadığım, ben Kürt olmamdan ötürü ekstra bir sıkıntı çekmezken neden birileri benim hakkım için ortaya çıkıyor?
Son günlerde ülkemizde yaşananlar, neredeyse taşıdığım Kürt kimliğinden nefret etmeme sebep oluyor. Çünkü ben, hak diye hayatının baharında bir genç kızın yakılmasını hazmedemiyorum. Ben, hak diye belediye otobüsünü yakıp, ertesi gün belediye otobüsünü kullanan zihniyeti anlayamıyorum. Ben, hak diye bankalara saldırıp, ertesi gün o bankaya gidip işlem yapan zihniyeti anlayamıyorum. Hak diye kamu ortak alanlarını talan edip, ertesi gün orayı kullanmaya çalışan zihniyeti de anlayamıyorum.
Anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.
Ben, hak deyip fakir fukaranın evladını şehit eden zihniyeti, amacımız bölünmek değil, devlet kurmak değil deyip Türk bayrağına saldıran zihniyeti anlamak istemiyorum.
Ben bugün Tokat'ta şehit edilen evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin cenazelerinde atılan sloganların dolaylı da olsa muhatabı olmak istemiyorum. Ben kimsenin benim hakkımı savunmasını, kimliğim için mücadele etmesini de istemiyorum.
Ve biliyorum ki, benim bu düşüncemi taşıyan milyonlarca Kürt vatandaşı var. Onlar da her akşam benim gibi başlarını yastığa koydukları zaman bu duygularla debelenip duruyorlar.
Sayın Altaylı diyeceksiniz ki, "İyi de kardeşim bunları bana niye yazıyorsun?"
Size bir şey söyleyeyim.
Ben bir Kürt olarak, sözde benim haklarımı savunmak için ortaya çıkanların ve sözde bizden olanların yürüttükleri olumsuz politikalar ve yaptıkları vicdanlara sığmaz davranışlar nedeniyle kendi çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum, biliyor musunuz?
Ben bugün Tokat'ta şehit düşen askerlerimizle ilgili haberlerinizi okurken mensubu olduğum kimlik adına derin utanç duydum. Boğazım düğüm düğüm oldu. Kendi oğlumu ve kızımı düşündüm ve bir kez daha utandım.
Ben, kimsenin bizim hakkımızı savunmasını istemiyorum.
Ben, aklıselim her Kürt vatandaşın bunu haykırmasını istiyorum.
Umarım sizi rahatsız etmemişimdir. İçimden geldi yazdım.
Katlandığınız için teşekkür ederim.
Esen kalın...


Bunu yazan da bir Kürt

SAYIN Altaylı, ben Vanlı bir hemşerinizim ve Kürt kökenliyim. Son zamanlardaki gelişmelerden oldukça rahatsızım. Bu olaylardan beni en çok etkileyeni de Serap'ın katledilmesidir. Elbette Emine Ayna'nın saçma sapan açıklamaları ve DTP nin provokasyonlarını saymıyorum bile.
Bütün bu gelişmelerden rahatsızım ve eminim ki benim gibi hisseden milyonlarca Kürt var.
Artık bizim bir şey yapma zamanımız geldi (geç bile oldu).
Ancak nasıl bir araya geleceğimizi, hangi kanalları kullanacağımı bilmiyorum. Serap ve Serap gibi şiddet kurbanı insanlar için bir şey yapmak gerekiyor. Böyle bir kanal varsa beni haberdar ederseniz minnettar kalırım.


Bu da Türkiyeliden

MERHABA Fatih Bey,
Kriz dönemine rağmen işlerim çok iyi, aile hayatım çok huzurlu ama ülkemin bu durumu beni hiç mutlu etmiyor.
Aslımın Türk mü, Kürt mü olduğunu bilmiyorum. Ama her zaman kendimi Türk olarak hissettim ve gurur duydum. Askerliğimi Kuzey Irak'ta tim komutanı olarak yaptım. Ülkemin her yerinden gelen o muhteşem insanları kardeşim bildim ve bir kardeşi özler gibi özlüyorum. Her ölümün yasını tuttum. Tıpkı Serap Eser'in yasını tutar gibi.
Hayatımda beni hiçbir şey, Emine Ayna'nın Serap'ın ölümü üzerine söylediği söz kadar üzmedi. Bir insan bu kadar mı kin ve nefret dolu olabilir. Şu an ona karşı olan duygularım, beni insanlığımdan alıkoyacak kadar kötü.
Bu yaşadığımız sorunların tek nedeni, çocukların sevilmediği, kadınların hiç olduğu, güce tapılan bir aile yapısı.
Her zaman arızalı insanlar yetiştiren bu ortamlar düzelmedikçe Emine Ayna'lar her zaman olacak.


Bu da bir öğrenci

GAZETENİZDEKİ haberi görünce içim acıdı, hayatımda hiç böyle olmamıştım.
Millet olarak şehit haberlerine duyarsızlaşmıştık ama bu farklıydı.
Şehit Fatih, aldığı 120 liralık er maaşının 100 lirasını annesine gönderiyormuş.
Ben hem öğrenim kredisi hem de liseyi birincilikle bitirdiğim için özel burs alan 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim.
Ailemle yasadığım için çok harcamam olmuyor.
Rica etsem, Fatih'in annesinin varsa hesap numarası ya da ona bir şekilde ulaştırabileceğim bir yol varsa bana iletir misiniz?
Kenarda biriktirdiğim 150 liramın 50 lirasını Fatih'in yerine onun annesine bu ay ben göndermek istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.


8 Aralık 2009 Salı

Alkol Hapı Üretildi

Evgeny Moskalev adlı bilim adamının geliştirdiği bir yöntem sayesinde artık insanlar içki içmeden sarhoş olabilecekler.

Evgeny Moskalev adlı Rus bilimadamının geliştirdiği yöntem sayesinde artık içki içmeden sarhoş olunabilecek. Moskalev'in ürettiği alkol hapı, alkolün özel bir teknikle toz haline dönüştürülmesiyle elde ediliyor. Moskalev "Sıvıları toz haline dönüştüren bu teknolojiyle, bütün sıvıları kapsül haline getirebileceğiz." dedi.

Bilimadamı şu ana kadar toz haline dönüştürdükleri en yüksek alkol seviyesinin yüzde 96 olduğunu söyledi. Bu yöntemle viski, konyak, bira ve şarap gibi birçok alkollü içeceğin hapı yapılabilecek..

7 Aralık 2009 Pazartesi

Klavye ve Mouse Tarih mi Oluyor?

Bilgisayarın yönetim bileşenlerini oluşturan klavye ve mouse'un işlevlerini azaltacak bir eldiven geliştirildi. Bu kez gerçekten dünya parmaklarınızın ucunda!İlk kez geçtiğimiz E3'de tanıtılan Peregrine adı verilen eldivenler satışa sunuldu. 40 farklı hareketi tanımlayabileceğiniz bu eldiven sayesinde, klavye veya mouse ile yaptığınız işlemleri, çok daha basit bir el hareketiyle yapabileceksiniz. Oyun oynamaya odaklı hazırlanan Peregrine, özellikle World of Warcraft ile tam uyumlu çalışıyor.


Aksiyon ve MMO (Devasa ...... Oyun) türlerinde aktif olarak kullanılabilecek olan eldiven, oyunculara farklı bir deneyim yaşatacak. Henüz Pre-Order aşamasında olan Peregrine'den edinmek isteyenler, şu anda 129$ ödeyerek bu yeni teknolojiyi satın alabilir. Eğer teknoloji marketlere dağıtılmasını yani 2010'un ocak ayını beklerseniz, fiyatının 149$'dan başlayacağı belirtiliyor. Ülkemize bu dijital eldivenin ne zaman geleceği henüz bilinmiyor.
Kaynak: ajans5.

Format Sonrası Programlar 2009 | 1.80 Gb

..:: XP ve VİSTA İSLETİM SİSTEMLERİNE UYUMLUDUR::..
FORMAT SONRASI PROGRAMLAR 2009 1.80 GB

Program Listesi

1. Adobe Rader 9Adobe Acrobat Reader yazılımı ile Adobe PDF dosyalarını okuyabilir ve yazıcınızdan basabilirsiniz

2. Babylon 7Herhangi bir kelimeye sağ tıklayın ve ctrl tuşuna basın, veya direk F10 tuşuna bası. Babylon ing-tr ve tr-eng sözlük hizmetinizde

3. K-Lite Codec Pack 4.0K-Lite Codec Pack Full çok fazla sayıda codec içermektedir. Video dönüştürebilmek için gerekli olan codeclerde bu paketin içerisinde yeralmaktadır. Profesyonel kullanıcılar için önerilir.

4. Daemon ToolsBazı imaj dosyalarını (iso, nrg, vb.) bilgisayarınıza sanal bir dvd-rom oluşturup okutabilirsiniz

5. DeepFreezeGüçlü teknoloji; üstün koruma. Deepfreeze yeni sürümüyle karşımızda. Bilgisayarınız yeniden başladığında her şey %100 ilk açtığınız gibi olacak, Windows 95, 98 ME, 2000, XP için 8 saniyelik tek bir yükleme yeterli. Elveda virüsler, casus yazılımlar, korkular; Deepfreeze yenilenmiş versiyonuyla daha muhteşem döndü. Bırakın çocukları bilgisayarınızı istediği gibi dağıtsın silsin. Tek bir yeniden başlatma ile her şey eskisi gibi olacak. Üstelik tek bir bit bile kaybolmayacak.

6. DFXBu program Winamp için tasarlanmış bir eklentidir. Dijital seslerinizi heyecanlandırın. DFX, müzik dinleme deneyiminizi MP3, windows media, internet radyo ve diğer müzik dosyalarının ses kalitesini geliştirerek arttırıyor. DFX ile sanki müzik dosyalarınıza sihirli bir değnek değecek.

7. Driver YedeklemeDriver Genius sürücülerinizi EXE dosyası içine yedekleyebileceğiniz çok kullanışlı bir programdır. Sürücünüzü tek tuşla yedekleyebilir veya yedek dosyanızı geri açabilirsiniz. Bilgisayarının hızını korumak isteyen kullanıcılara tavsiye edebileceğimiz bir program.

8. Ekran KoruyucularTürk bayrağı başta olmak üzere çeşitli ekran koruyucuyarı.

9. FlashgetSanal alemin en iyi dowload programıdır. Çok kararlıdır, sizi asla yarı yolda bırakmaz. Rapidshare kullanıcıları için bulunmaz bir nimettir.

10. Flash Playersmynet gibi sitelerde gezerken flash uygulamalarını güvenli bir şekilde çalıştıran programdır

11. Gom Player 2.18GOM Player, popüler ses ve video çözücülerinin gömülü olduğu bir medya oynatıcısıdır. Tümüyle ücretsiz sunulmakta olan yazılımla çözücüleri ayrı ayrı yüklemeye gereksinim duymazsınız.

12. Internet Explorer 7Nefret ettiğim bir tarayıcıdır ama hala isteyen var, kalp kırmamak lazım

13. Java 6.7Birçok insan, İnternet'ten indirilebilen zil sesleri ve ekran koruyucularıyla cep telefonlarını kişiselleştirmeye başladılar. Java™ teknolojisi sayesinde, yaşam yönetim araçları, seyahatle ilgili uygulamalar, bilgi araçları ve interaktif oyunları yükleyerek telefonunuzu daha da geliştirebilirsiniz. İhtiyacınız kalmadığından, bunları silmek, kaydetmek kadar kolaydır.

14. Limewire 4.18.8LimeWire Basic, Gnutella ağı üzerinden kullanıcılarına hizmet veren bir dosya paylaşım yazılımıdır. Açık kaynak kodlu bir yazılım olduğundan tümüyle ücretsiz olarak sunulmaktadır. Birçok farklı kategoride arama yapabilmenizi sağlamaktadır; ses, video, görüntü, belge ve program dosyaları. Ayrıca herhangi bir kategori belirtmeden de arama yapılabilmektedir

15. Media Player 11Windows XP için Windows Media Player 11, dijital medyanız için size eşsiz bir seçenek ve esneklik sunar. Bilgisayarınızdaki dijital müzik, fotoğraf ve video kitaplıklarınızı kolayca yönetebilir ve koleksiyonunuzu istediğiniz yere götürmeniz için geliştirilen basitleştirilmiş yolların keyfini çıkarabilirsiniz.

16. Windows Live Messenger 2009 + Messenger PlusDünyanın en çok kullanılan ve artık bilgisayarların olmazsa olmaz programlarından biri olan anında mesajlaşma yazılımı Windows Live Messenger (WLM) yeni sürümü ile karşınızda.

17. MP3 Reklam sildepodepo gibi sitelerden inen mp3'lerde reklam yazıları vardır, bunu sadece winamp'ta çalarken farkedersiniz, işte o reklamları temizlemeye yarar, tek tıkla yüzlerce dosya temizleyin.

18. Mozilla Firefox 3.0.0.5Fazla açıklamaya gerek. Dünyanın en iyi internet tarayıcısı. Sade Portal kullanıcılarına kesinlikle Firefox önerir.19. Nero 8Nero, 8'den sonra saçmaladı. Biz de micro ve tam sürüm olarak 2 nero sizlere sunuyoruz. Bizdeki nero'yu kurarken ilkönce crack yapın sonra kuruluma geçin.

19. Net FrameworksNet Framework 1.1DotNet Framework olarak da isimlendirilen bu uygulama, bir çok programın çalışması için sisteminizde kurulu olması gerekiyor.Net Framework 2.0NET Framework v2.0 hedef alınarak geliştirilmiş uygulamaları çalıştırmak için gereken. NET Framework çalışma zamanını ve ilişkili dosyaları yükler.Net Framework 3.0NET Framework , gelişmiş ölçeklenebilirlik ve performans, ASP.NET mobil denetimleriyle (önceki adıyla Microsoft Mobil Internet Araç Kiti) taşınabilir aygıt geliştirme desteği, Internet Protokolü sürüm 6 desteği ve Açık Veritabanı Bağlanabilirliği (ODBC) ve Oracle veritabanları ile ana dilde iletişim için ADO.NET sınıfları sağlar. Ayrıca, ASP.NET uygulamalarının güvenliğini pekiştirmek ve ayrı tutmak için kod erişim güvenliğinin kullanılmasını da sağlar.

20. Microsoft Office 2003 ve 2007word, excel, access, power point gibi ofis uygulamaları

21. Adobe Photoshop 11 yani CS4Adobe firmasının ürettiği, Adobe ailesinin resim işleme, tasarım ve entegre işlemlerle donatılmış bir aracı olan "Adobe Photoshop", işleri grafik üzerine olan veya bu konuya ilgi duyan kişilerin kullandığı profesyonel bir resim düzenleme yazılımıdır.

22. ShockwaveShockwave dosyalarını (genellikle oyunlar) görüntüleyebilmek için gerekli olaneklentı. Macromedia Director tarafından hazırlanmış görüntüleri izlemenizi sağlar.

23. Splitcam 4.2SplitCam sanal video yakalama sürücüsü birkaç uygulamaya birden aynı anda tek bir video kaynağından görüntü aktarmanızı sağlar. Örneğin; Bilgisayarınıza bağlı bir web kameranız var ve bunu birden fazla uygulamada aynı anda kullanamıyorsunuz. Bu paylaşım Windows ortamında imkansızken siz bu paylaşımı artık gerçekleştirebileceksiniz. Splitcam ismi aynen şöyle açıklanabilir: Video kaynağındaki görüntü akışını paylaştırır ve bu görüntüyü istemci programların aynı anda kullanabilmesini sağlar..(Aynı anda Yahoo Messanger ve Msn de kamera akışını sağlar, normalde bu işlemi yapamazsınız.) Splitcam ile 64 istemciye birden yayın akışını tek bir kaynaktan yapabilirsiniz.

24. Total Video Converter 3,14Total Video Converter üstün özellikli bir video ve ses dönüştürme programıdır. Program en popüler dosya biçimlerini desteklemektedir. Güçlü dönüştürme özelliği ile işlemlerinizi hızlıca yapabilirsiniz. İçerisindeki oynatıcı ile yaptığınız dönüştürmeleri kontrol edebilirsiniz. Her çeşit video dosyasını mobil video veya ses dosyalarına (MP4, 3GP, XviD, DivX, MPEG4, AVI, AMR) çevirebilir.3GP, MP4, PSP, iPod, SWF, FLV, DVD, VCD, AVI, XviD, DivX ve MPEG4 biçimli video dosyalarını birbirine çevirebilir. MPEG biçimli video dosyalarını DVD, SVCD, VCD biçimli video dosyalarına dönüştürebilir ve daha birçok dönüştürme işlemi yapabilirsiniz.

25. Tune-Up 2009En mükemmel bakım, onarım ve temizlik programı. Diğer bakım programlarının yaptığı işleri en sağlıklı ve profesyonel biçimde halleder...

26. Unlocker 1.8.7Unlocker sayesinde, sinirinizi bozan, kapatamadığınız ve bilgisayarınızdan silemediğiniz uygulamaları kolaylıkla silebileceksiniz. Program sağ tuş menüsüne bir link ekliyor ve daha kolay işlem yapabilmenizi sağlıyor.

27. VLC Player 0.9.8aVLC Media Player, tam adı VideoLAN Client Media Player olan, açık kaynak kodlu bir çoklu ortam yürütücüsüdür. Günümüzde sahip olduğumuz ses ve video dosyalarını oynatabilmek için neredeyse hepimiz bir çözücü paketi kullanmak zorunda kalıyoruz. Zaman zaman elimizdeki ses ve video dosyalarını oynatamadığımızdan, birçok çözücü paketini denememize rağmen hala sorunlar yaşadığımızdan yakınıyoruz. Bir çözücü paketi sahip olduğumuz dosyaların bir kısmını oynatabilirken, bir diğer paket ise diğer dosyalarımızı oynatabiliyor. Yani elimizdeki ses ve video dosyalarını sorun yaşamadan oynatabilmek için oldukça büyük bir uğraş veriyoruz. VLC Media Player yazılımı tüm bu soruları ortadan kaldırıyor !

28. Youtube JackerYasaklı Youtube sitesine direk giriş için hazırlanmış bir uygulama...

29. Microsoft Windows Installer 3.1Programların kurulumları için daha efektif ayarlar sunan ve uygulamaları konfigüre etmenize yarayan, XP işletim sistemi ile standart halde gelen ancak yeni program üreticilerin kullandığı ve kurulum esnasında sisteminizde olması gereken bir yükleme dosyası...Not : Programın bu sürümü Windows 2000/XP/2003 için kullanılabilir.

30. Winamp 5.54MP3 player programları içinde en çok tanınan ve kullanılan Winamp programının yeni ve full sürümü. Winamp ile hem müzik dinleyebilir hem de video izleyebilirsiniz.

31. Winrar 3.80 TrWinrar başlı başına bir sıkıştırma paketi. Artık üreticisi Türkçe olarak da destek veriyor. RAR ve ZIP dosyaları için tam destek sağlar, 7Z, ACE, ARJ, BZ2, CAB, GZ, ISO, JAR, LZH, TAR, UUE, Z arşivlerinden dosya çıkartılmasını destekler. Güçlü sıkıştırma, ciltler, şifreleme, kendi açılan modüller, yedekleme kolaylıkları WinRAR'ın diğer özellikleri arasındadır.

ÖnemLi!:Programların hepsi fuLLdür.. crack ve seriaL işLemLeri otomatik yapılmaktadır... size sadece kurmak kalıyor
http://rapidshare.com/files/205816677/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part01.rar

http://rapidshare.com/files/205816761/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part02.rar
http://rapidshare.com/files/205816690/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part03.rar

http://rapidshare.com/files/205816676/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part04.rar
http://rapidshare.com/files/205816682/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part05.rar

http://rapidshare.com/files/205839003/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part06.rar

http://rapidshare.com/files/205839089/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part07.rar
http://rapidshare.com/files/205838972/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part08.rar
http://rapidshare.com/files/205839618/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part09.rar
http://rapidshare.com/files/205839638/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part10.rar
http://rapidshare.com/files/205846817/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part11.rar
http://rapidshare.com/files/205846805/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part12.rar
http://rapidshare.com/files/205846810/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part13.rar
http://rapidshare.com/files/205846991/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part14.rar
http://rapidshare.com/files/205846891/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part15.rar
http://rapidshare.com/files/205876383/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part16.rar
http://rapidshare.com/files/205876947/Format.Sonrasi.Programlar.2009.by_insonmania.part17.rar

'Gecikti' Denen Kış Salı Günü Geliyor!!


'Gecikti' denen kış salı günü geliyor

Haftaya ılıman başlayacağız ama “Nerede kaldı?” diye birbirimize sorduğumuz kış mevsimi 8 Aralık’tan itibaren içimize yerleşecek. Üstelik bu daha başlangıç.


Uzun bir süreden beri üzerimizde etkili olan yüksek basınç nihayet etkisini kaybetti. Bu nedenle hafta sonuna Akdeniz bölgesindeki yağışlarla başlayacağız. Yağışlı hava zamanla etkisini kaybederek kuzeydoğu istikametinde yoluna devam edecek.

Batıda ise bu sabah saatlerinden itibaren yeni bir alçak basınç merkezine bağlı olan yağışlı bir hava, hafif lodos rüzgarları ile birlikte kapımızı çalacak. Günün ilerleyen saatlerinde yağış İstanbul ve Trakya haricinde tüm batı bölgelerimizde görülecek, akşama doğru ise Doğu Anadolu ve KKTC değil Akdeniz bölgeleri dahil her yerde etkili olacak. (Her nasılsa Orta ve Doğu Karadeniz hariç). Yağışlar yarın akşama kadar her yerde uzun zamandan beri suya hasret kalan toprağı bol bol sulayacak.

Toz da yok zannetmeyin, özellikle Akdeniz kuşağındaki yağışlarda bol bol da toz olacak. Ama artık cemreler kalktı, yani bu yağmurların bereketli olma şansı yok. Bunlar şimdilik sadece su ama ondan değerlisi de yok elbette. İşte kökler de burada devreye giriyor. Bahar gelip de yapraklardaki güneş enerjisi yeterli seviyelere çıkınca,

yani toplumda cemre olarak bilinen yeterli güneş enerjisi seviyelerine ulaşılınca, kökler güneş ışıklarının ulaşamadığı bu suyu toprağın derinliklerinden alıp yaprağa taşıyacak ve yine bereketli hale getirecek.

Gündüz 10, gece 5 derece
Tabiat bu kadar güzel saat gibi tıkır tıkır çalışıyor, hayran kalmamak elde değil. Yeter ki işin özünü anlayabilelim, gerisi kolayca geliyor. Tabii bu döngüyü anlamakla ona en doğal yoldan müdahale sanatı da beraberinde gelişiyor.

Neyse efendim, bu alçak basınç merkezi kalktığını mı anladı nedir bilinmez Anadolu’dan Suriye’ye ve Ürdün’e doğru kayıp (vizelerin kalktığını mı haber aldı acaba?) bizi terk edecek ve yerini Rusya’dan gelip Karadeniz üzerinden bize doğru hızla inen soğuk bir havaya teslim edecek. İşte bu nedenle 7 Aralık haftasına ılıman başlamış olsak bile 8 Aralık Salı gününden itibaren kuzey bölgelerden başlayarak hava koşulları aniden değişmeye başlayacak. Özetle “Nerede kaldı?” dediğimiz kış mevsiminin öncü havası salı gününden itibaren kapımızı çalmaktan öte, gelip içimize yerleşecek. Örneğin İstanbul’da uzun zamandan beri süren ılıman hava artık gündüz vakti sadece 10, gece ise 5 derecelerde olacak. Poyraz ve nem de cabası ve bu da havanın çok daha soğuk hissedilmesi anlamına gelecek.

Cuma günü kar yağabilir
Çarşamba günü yurt genelinde soğuk bir hava beklenmekte. Ama bugün hava yeni olaylara gebe. Perşembe gününden itibaren Ege’de
sert poyraz, Akdeniz’de de lodos bekliyoruz. Bu Akdeniz üzerinde oluşacak yeni bir alçak basınç merkezi anlamına gelmekte.

Cuma günü bu merkezin etkisini artırması ve kuzeyden çekeceği buz gibi hava ile güneyden gelen ılıman ve tozlu havayı Anadolu üzerinde karıştırması beklenmekte. Uzun vadeli tahminler olduğundan bu dinamik sistem hakkında şimdiden kesin bir şey söylenemez ama bu hava Anadolu üzerinde etkili kar yağışlarına neden olma potansiyeline sahip. Şimdiden işi gücü buna göre ayaralamakta ve hafta içerisinde hava raporlarını izlemenizde yarar var. Cuma günü özellikle güney bölgelerde etkili yağış, İç Anadolu’nun güneyinde de etkili kar var.

Haftanın özeti şöyle: Salı gününden itibaren havalar soğuyacak, seracılarımızın korkulu rüyası gece ayazları bizlerle birlikte olmaya başlayacak ve sonraki günlerde de öncü soğuk hava yurdumuza iyice yerleşecek. Yiyecek yakacak tedariklerini buna göre bir an önce yapmanızda yarar var. Öncü dedim çünkü asıl soğuklar daha yolda, bize gelmek için fırsat kolluyorlar ve her geçen hafta yavaş yavaş güney sınırlarını genişleterek bize yaklaşıyorlar.

6 Aralık 2009 Pazar

Dokunmatik Ekranlı Samsung S7070 Diva Resmi Olarak Tanıtıldı.


Bir süre önce GSM Arena tarafından görüntülenen ve bayan kullanıcıların hedef alındığı Samsung'un ''Diva'' serisi cep telefonları bugün resmi olarak tanıtıldı.
Diva serisinin ilk üyelerinden S7070, 101 x 54.8 x 13.4 mm boyutlarındaki ve 94 gram ağırlığındaki tasarımıyla ve kabartmalı arka kapağıyla dikkat çekiyor; 900, 1800 ve 1900 MHz'lik GSM frekanslarını destekliyor. 2.8 inç boyutunda, 240x320 piksel çözünürlüğünde 16 milyon renk dokunmatik ekrana sahip telefonda HSDPA veya 3G (UMTS) desteğine yer verilmediğini görüyoruz.

Yeni telefon, Samsung'un TouchWIZ arayüzünü kullanıyor ve bünyesinde 40 MB dahili bellek barındırıyor. Belleğin yetersiz kaldığı durumlarda da microSD kartlar yardımınıza koşuyor. Anın yakalanması için 3.2 megapiksel CMOS kameraya sahip telefonda USB veya Bluetooth v2.1 aracılığıyla veri aktarımı gerçekleştirebiliyoruz. S7070'de Facebook - MySpace gibi sosyal ağlarla entegrasyon ve alışveriş listesi oluşturmak için özel bir uygulama unutulmamış. 960 mAh lityum iyon bataryalı telefonun ocak ayında ortaya çıkması beklenirken fiyatla ilgili bilgi bulunmuyor.

Cem Koksal ve Biyografisi




Cem Köksal`ın basın bülteni ile beraber geçtiği biyografisidir..

"Cem Köksal 3.7.1976’da İstanbul’da doğdu. Müziğe ilkokul çağında mandolin çalarak başladı. Çocukluğu anne ve babasının da etkisiyle 60’ların müziklerini dinleyerek geçen Cem’in mandolinden gitara geçişi 1987 yılına rastlar.

1991-1992 yıllarında Derya Yener’den aldığı teorik müzik dersleri müzikal gelişiminde önemli rol oynar. Bu sıralarda arkadaşlarıyla İstanbul Kadıköy’de bir bodrum katında müzik çalışmalarına devam etmekte, aynı zamanda okumakta olduğu Alman Lisesi’nde müzikal faaliyetlere katılmaktadır. Günün popüler rock grupları her ne kadar ilgisini çekse de bir süre sonra değişiklik arayışına girer ve büyük ölçüde Johann Sebastian Bach’ın “Air” inin etkisi ile müzikal görüşü ve üretkenliği farklı bir yönde gelişir. Artık klasik müzik Cem Köksal’ın hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Tercihlerini hep tonal modlardan yana kullanmaktadır ve Johann Sebastian Bach onun en büyük kahramanlarından biri olmuştur. Tam bu dönemde aldığı bir albüm müzikal görüşünü yeni bir senteze yönlendirir. Bu Yngwie J. Malmsteen’in “Odyssey” idir. Klasik müzik öğelerinin modern müzikle ölçülü bir şekilde harmanlanması, gitarın son limitlerinde kullanılması ve şarkıların akıp giden binlerce notaya ve çok kuvvetli sounda rağmen oldukça melodik olması onu derinden etkiler.

Çalışmalarını gitar tekniğinde mükemmelleşmeye yönlendiren Cem Köksal, standart tekniklerde olduğu kadar alternatif tekniklerde de (Sweep Picking gibi) şaşırtıcı gitar yeteneğini sergilemeye başlar. Gitarın anatomisine merak salan Cem Köksal aylarca süren bir çalışmanın sonunda tümüyle kendi dizaynı olan (Shark) bir gitar yaratır (Kaynaklar: Make Your Own Electric Guitar by Melvyn Hiscock, Building Electric Guitars by Martin Koch). Müzikal olgunluğa eriştiğini hissettiğinde ilk albümünü üretmek için çalışmaya başlar. Beste ve düzenlemeleri yapmak, sözleri yazmak dışında albümü kendi kaydetmek istemekteydi. Bu tek kişinin altından kalkması zor gözüken bir yük olmakla beraber Cem Köksal’a göre istediği ürünü elde etmenin en iyi yoluydu. Çalışmalarına yine okuyarak başlar. İki yıl boyunca bulduğu kaynaklarla kendini eğitir. Stüdyo şemalarını çizer, kendine uygun ekipmanları tespit eder ve 2002 yılında kendine ait Stüdyo 29’u kurar. 2003 yılının Nisan ayında Sanat ve Marka ekibinin düzenlediği bir organizasyon olan Yngwie Malmsteen İstanbul ve Ankara konserleri vasıtası ile Yngwie Malmsteen ile tanışma fırsatı bulur ve albüm ile ilgili görüşlerini paylaşır. 2003 yılı içinde kayıtları tamamlanan albüm, “Set me Free!!” adını aldı ve müzik severlerin beğenisine sunuldu."

http://www.cemkoksal.com web sitesi de yayında ayrıca

Bir Türk Vizesiz Nereye Gidebilir?


Türkiye'ye vize uygulamayan ülke sayısı 55'e yükseldi.

Türkiye'nin son zamanlarda yürüttüğü diplomatik atak ve komşularla sıfır problem politikasının ardından bazı ülkeler, Türk vatandaşlarına uyguladığı vize uygulamasını kaldırdı.

Suriye, Libya ve Ürdün'ün Türk vatandaşlarına vize uygulamasını kaldırmasının ardından, Türkiye'ye vize uygulamayan ülke sayısı 55'e yükseldi.
Suriye ile karşılıklı vize uygulaması, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim başkanlığında ekim ayında Halep ve Gaziantep'te yapılan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği toplantılarının ardından kaldırıldı.
Vize uygulamalarına Libya ile, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Libya ziyareti çerçevesinde Libya lideri Muammer Kaddafi ile görüşmesinin ardından, Ürdün'le ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ürdün ziyareti sırasında karşılıklı olarak son verildi.

Türkiye'ye vize uygulamayan ülke ve özel idare bölgeleri şöyle:

Antigua-Barbuda, Arjantin, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya, Ekvador, El Salvador, Fas, Fiji, Filipinler, Guetemala, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan, Haiti, Hırvatistan, Honduras, Hong Kong, İran, Jamaika, Japonya, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kolombiya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Kosova, Kosta Rika, Libya, Makau Özel İdare Bölgesi, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritus, Nikaragua, Palau Cumhuriyeti, Paraguay, St. Vincent-Grenadines, Singapur, Solomon Adaları, Sri Lanka, Suriye, Svaziland, Şili, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus, Tuvalu, Uruguay, Ürdün, Venezuela.

Global Mapper v11.01 x86/x64

Global Mapper v11.01 x86/x64 boyut: 44.30 & 36.96 Mb

Tanıtım ve Özellikler :Global Mapper,DigitalGlobe'dan,çevrimiçi doğrudan görüntü kaynaklarından topografik haritalar, uydu görüntüleri ve arazi yapısı hakkındaki yüksek çözünürlüklü renkli görüntü verilerine erişmek için kolaylık sağlarGlobal Mapper ayrıca, dahili bütün dünya için yükseklik verileri,renk görüntülerini ve WMS veri kaynaklarına erişmek için gerçek 3D görüntü ve vektörel bilgi desteği verir program 3D topografik haritalarla uğraşanlara ayrıca bu alanda yazılmış NASA World Wind Support,Google Maps Support,Virtual Earth Support gibi programlardan elde edilen verilerin kullanılmasına da olanak sağlar.

x84
http://hotfile.com/dl/16726780/d3f3c...-BEAN.rar.html
http://rapidshare.com/files/30282976...11.01-BEAN.rar
x64
http://hotfile.com/dl/16726580/569f1...-BEAN.rar.html
http://rapidshare.com/files/302822123/Global.Mapper.v11.01.x64-BEAN.rar

Ashampoo WinOptimizer 2010 v6.50.6585 Multilanguage

Ashampoo WinOptimizer bir sistem yapılandırma programıdır. Sisteminizden en iyi verimi alabilmeniz için gerekli iyileştirmeleri yapmakta ve size daha stabil çalışan bir sistem sunmaktadır.





Program 4 ana bölümden oluşmaktadır. Bunlar:

# Cleaning Tools(Temizlik Araçları)

# Tuning Tools(İyileştirme Araçları)

# File Tools(Dosya Araçları)

# Tweaking Tools(Hızlandırma Araçları)





Download

Sevdaya dair içli ve ıssız değinmeler

Aşk ve sevda , insanlık tarihi boyunca yoksunluğu en çok duyulan, temel ve insani bir duygudur.

Bu yoksunluğu giderelim derken, bilinir ki, tek başına yapıl(a)mayan, iki kişilik bir "giderme" girişimidir bu. Başarılırsa eğer, her iki taraf için de eş anlı, kalıcı bir zenginleş(tir)me halidir. Karşı cinsler arasında olanı... İki benlik tek bir benlik halinde, sevgi adıyla doğsun istenir.

Sevgisizlik; haklı ya da haksız tek başınalık ile akraba kılınır ve ondan çıldırmanın 'yalın hali' diye korkulur.

Yalnız insan, yaşam tavlasında bir o tarafa, bir bu tarafa geçip zar ata, ata oynamaktan sıkılır.

Sevgisizliğin 'yalın hal'den 'den hali'ne kadar tüm hallerini geçmişinde sabırla çeke, çeke yorulur. Issızlaşır, sevdaya sarılır.

Bu kez de başka bir 'hal'e, sevdanın dilbilgisi çekim kuralları arasında gizli olan 'karmaşa hali'ne takılıp kalabilir.

Bu 'karmaşa hali'; koruma-kollanma, dokunma-hissetme, konuşma-dinleme, arkadaş olabilme, paylaşma, dayanışma-savaşma, saygı, sorumluluk ve b-ilgi başta olmak üzere birçok merhalenin birlikte varlığını ve gizil uyumunu içerir de ondan!

Nasıl mı?

İnsan, "Koruyayım, kollanayım, sevdanın sıcaklığında, çifterden dört kanatlı upuzun bir uçuşun ılık maviliğinde" der... Duygu gardrobundan acelece seçilmiş giysilerle -yazın kışlıklarla, kışın yazlıklarla- gidebilir doludizgin aşka, sevdaya. İşte o zaman yanabilir ya da donabilir.

Sevdanın en güzel hallerinden birisi de hiç şüphesiz ki dokunma halidir. Dokunmak, dokunulmak ister insan. Uzun metrajlı geçmişlerin tül perdeleri ve kemikleşmiş alışkanlıkların -insana yapıştımı çıkmayan- jelleri tenleri kaplayabilir ve gerçekte hissedemeden öylece kalınabilir...'Issız adam' bulaştırabilir 'ıslı' kadına ıssızlığını, ya da 'ıssız kadın' adama... Metraj daha da uzar, film olur!

'Sevginin sesi' ise dinlemektir.

Öncesini, bugünü ve ortak geleceği dinlemek... Yeri, göğü ve okyanusları dinler gibi, pür dikkat dinlemek.

Elmanın sesini dinlemek kadar zorlaşır birbirini dinlemek bazen. İçinizde biriktirdikleriniz çoksa ve kir yapmışsa kulaklarda eğer, birinden giren işleme uğramadan diğerinden çıkabilir.

Ama her nedense 'bir son dakika haberi' olumsuzsa eğer, her yerden duyulabilir...

Bilinir: Bu zorlu ve zevkli eylemde öncelikle birbirine 'arka' çıkmak, böylece karşılıklı dayanışma ve paylaşmanın erdemiyle 'arka'daş olmak çok önemlidir. Karşılıklı 'ego'lardan oluşan 'arka'plan, 'daş' takısını almakta zorlanır çoğu kez. Bu takı alınamazsa eğer, diğer takıları almak hepten zorlaşabilir... Tüm 'sır' ları tutsan da 'daş', 'ev' alsan, döşesen de 'li' ekini alamazsın kolay kolay... O ev, 'yuva' olamaz ve 'yuva'rlar aşağılara o talihsiz çifti, gizli saklı bazı köşeli taşlarına rağmen.

'Pay' vererek -ve alarak- 'pay'laşmak da esasdır. Yaşamın doğa(l) (k)iliminin eşitsizlik ve dengesizlikler tezgahında dokulu olduğunu bilerek, hiç olmazsa iki kişilik yuvanda eş ilmikler atma adına...Zorlu ama zevkli duygusal patikalar geçilir, kuruluş aşamasına gelince alış-veriş ve piyasa patikasına mecburen sapılır. Bu patika, o pay senin bu pay benim derken Ticaret ve Sermaye Piyasası Kanunları'nın sermaye ve kontrol maddelerine gelip de orada takılabilir. Geçmişin uzak, eş dostun yakın ülkesinden paylar getirip koymaya kalkılsa da bunu yaptıkça kişisel paylar artacağına azalabilir. Kritik soru(n): Yüzde 49 kimin, yüzde 51 kimin?

Herşeye karşın,

Sevdalının gücünün ve kavgasının cephesi, zayıf anlarının da sığınağı olmak istersin, yaşamın zorlu anlarında, o sert, hoyrat iklimlerinde...(*) Biraz zaman gerektiren. Oysa eş, dost, arkadaş kitlesi sabırsızdır...Korsan mitingler düzenlerler sizden izinsiz ellerinde pankartlarla; " Evlilik, evlilik. Haydi, haydi tam zamanı, tam zamanı", "Aşk savaş değil, sürekli bir barış halidir, barış!"

"Hazır malzemeler tek tip ve çoğu da moda ve dayanıksız" der, aşkın marangozluğuna özenirsin. Önce zemin oldukça pürüzsüz ve sağlam, vidalar da sıkı olmalı dersin. Sonrası da sevdamız; iki kutu parlak cila gibi sızsın üstüne istersin... Cila fazla kaçar ve kuruması beklenmezse eğer, ilk vals de birlikte kayar, düşebilirsin...(**)

Hiç istenmez ama,

Öyle derken, böyle derken... Girişte bahsettiğim "iki ayrı kişiden tek bir benlik doğumu" istenirdi ya! Bazen düşük hali, bazen de -fazla yaşayamayan- erken doğumlar olur. Daha baştan yenik düşülür zamana. Gerekli süreyi tamamlayıp da gerçekleşen doğumların çoğu da aslında pek istenmeyen doğumlar olarak sevda kütüklerine düşülür. Sosyal ve biyolojik mecburiyetlerden...

Şöyle ya da böyle. Uzayan zaman da bir şeyleri sönümletebilir! Bir de bakılır ki;

" Gün gelir azalır sevgi, - Değişir herşeyin rengi, - Bugün değil yarın belki - Unutursun Mihribanım..." (***)

Yine de,

Her şeyi düzeltip güzelleştirecek olan ellerimiz, bilincimiz ve yüreklerimizdir.

Her üçüne de kuvvet!

İ.Ersin KABOĞLU,